İngiltere ve Almanya'nın çağrısı üzerine BMGK'de Sudan'da son dönemde yaşanan şiddet olayları kapalı oturumda görüşüldü.
Oturumun ardından gazetecilerin karşısına çıkan Fransa, İngiltere, Almanya, Belçika, Hollanda, Polonya, İsveç ve İtalya'nın BM daimi temsilcileri ortak açıklama yaptı.

AVRUPA ÜLKELERİNDEN KINAMA

BM Genel Sekreterinin Sudan Özel Temsilcisi Nicolas Haysom'ın, bölgedeki son gelişmeler hakkında BMGK'yi bilgilendirdiğine işaret edilen açıklamada, "Sudan güvenlik güçlerinin, birçok ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan, sivillere yönelik saldırılarını kınıyoruz. Ayrıca yaralı kişilere sağlık hizmetlerinin ulaştırılmasının engellendiği yönündeki haberlerden de derin endişe duyuyoruz" ifadesi kullanıldı.

Sudan'da sivillere yönelik saldırıların, ülkedeki önemli geçiş sürecini baltaladığı vurgulanan açıklamada, "Sudanlı güvenlik güçlerini tüm şiddet eylemlerini kesmeye, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı duymaya, sivillerin güvenliği ve emniyetini sağlamaya davet ediyoruz" çağrısında bulunuldu.
Ülkedeki müzakerelerin tek taraflı olarak kesilmesini, yeni bir hükümet atanmasını ve çok kısa bir sürede seçim çağrısı yapılmasının endişeyle karşılandığı belirtilen açıklamada, Sudan'da sivillerin önderliğindeki bir geçiş sürecinin, özgür ve adil seçimlerin desteklendiğinin altı çizildi.

Açıklamada, "Sudan halkı, daha iyi bir gelecek inşa etmek ve otokratik yönetimi sonlandırmak için muhteşem bir cesaret ve direniş gösteriyor. Onların demokratik haklarını destekliyor ve yanlarında duruyoruz" ifadelerine yer verildi.

NE OLMUŞTU?

Sudan güvenlik güçleri, pazartesi sabahı başkentte gösterilerin odağındaki ordu karargahı önündeki göstericileri gerçek mermi ve göz yaşartıcı gaz kullanarak dağıtmış, muhalif kaynaklara göre en az 40 kişi hayatını kaybetmişti.
Ülkede 19 Aralık 2018'de ekonomik kriz nedeniyle başlayan gösterilerin hızla rejim karşıtı eylemlere dönüşmesinin ardından ordu, 11 Nisan'da yönetime el koyduğunu açıklamış ve 30 yıllık Ömer el-Beşir dönemi sona ermişti.

Ordunun ülke yönetimine el koymasının ardından sivil yönetime geçiş için eylem yapan protestocular, geçiş hükümetinin nasıl oluşması gerektiğine dair askeri yetkililerle müzakere yürütüyordu.