|
||
AİHM Türkiye'den Savunma İstedi | ||
AİHM darbe girişiminin ardından geçici tutuklanan yargıç ve savcıların başvurularını tek dosyada birleştirerek, Türkiyeden savunma istedi. AİHMnin soruları arasında geçici tutuklama kararlarının yasallığı bulunuyor. | ||
Dünya Haberi | ||
DW'nin haberine göre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin hemen sonrasında gözaltına alınıp tutuklanan 546 yargıç ve savcının dava başvurularını tek dosya haline getirip, Türk hükümetinden savunma istedi. Davacıların çoğunun gözaltı sonrası geçici tutukluluklarına sulh ceza hakimleri karar vermişti. Geçici tutukluluk kararlarına gerekçe olarak, davacıların “darbe girişiminde bulunan bir terör örgütüne üyelik nedeniyle HSK tarafından görevden uzaklaştırılmış olması” gösterilmiş, Sulh Ceza Mahkemeleri, “adli kontrol yeterli olmayacağı” için bu uygulamanın “orantılı” olduğu değerlendirmesinde bulunmuştu. Sulh ceza hakimleri “FETÖ üyesi olduklarından şüphelenilen” çok sayıda kişinin kaçmış olduğunu not ederek, yargıç ve savcıların da tutuklanmamaları halinde kaçabileceklerini belirtmişti. ANAYASA MAHKEMESİ SÜRECİ Davacılar, haklarındaki geçici tutukluluk kararları sonrası Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurmuş, ancak başvuruları “kabul edilemez” bulunmuştu. AYM, davacıların ByLock programı kullanıcısı olmasının "FETÖ/PYD ile bağlantılarının varlığı konusunda soruşturmayı yürüten makamlarca bir kanıt olarak değerlendirilebileceği” sonucuna varmıştı. Sulh ceza hakimlerinin “bağımsız ve tarafsız olamayacakları” iddialarını geri çeviren AYM, tutukluluk kararlarının duruşmasız verilmesini yasalara uygun bulmuş, davacıların savunma haklarının kısıtlanmadığına hükmetmişti. AİHM BAŞVURULARI Davacılar AİHM’e yaptıkları başvuruları Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5’inci maddesine dayandırdı. Başvurularda geçici tutukluluk kararlarının iç hukukta hakim ve savcılar için öngörülen güvencelere aykırı olduğu, davacıların yetersiz kanıt temelinde tutuklandığı, kimi davacıların tutukluluk sürelerinin aşırı uzunluğu, kimi davacıların tutukluluk sürelerinin duruşma düzenlenmeksizin ve savcı görüşü iletilmeksizin gerçekleştiği, geçici tutukluluk kararını veren sulh ceza hakimlerinin bağımsız ve tarafsız olmadığı, tutukluluk kararlarına itirazların da sulh ceza hakimleri tarafından görüldüğü, kimi davacılara avukat tedarik edilmediği ve AYM önündeki sürenin uzunluğuna dair iddialara yer verildi. Tarafların bu sorularla ilgili yazılı görüşlerini AİHM’ye iletmek için 16 hafta süreleri bulunuyor. EMSAL KARAR VAR AİHM’nin bu başvurulara emsal oluşturabilecek, 16 Nisan 2019 tarihinde açıklanmış bir pilot dava kararı bulunuyor. AİHM ise Altan hakkındaki tutukluluk gerekçelerini yeterli bulmadı. Mahkeme, suçüstü kavramının “aşırı geniş” yorumlandığı ve hakimlik teminatına ilişkin güvence usulüne uyulmadığı için tutuklamanın hukuki olmadığı sonucuna vardı. Davacının somut delil olmaksızın sadece yasa dışı örgüt üyesi olduğu şüphesiyle tutuklanması nedeniyle, tutuklama için şart olan “makul şüphe” koşulunun karşılanmadığına hükmetti. Türk hükümetinin darbe girişimi sonrası AİHS’yi kısmen askıya almış olmasını da gerekçe olarak kabul etmedi. |
||
|
||
Etiketler: haber |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.